31 Ekim 2011 Pazartesi

Gökçeada da bir pazar günü...

Gökçeada'yı görmeyen kalmasın diye bu fotoğrafı sizlerle paylaşmak istiyorum. Rüzgarlı ve sarsıntılı tarifeli vapur yolculuğundan sonra vardığım kara parçasının aslında doğanın tüm güzelliklerini barındıran bir cennet olarak karşıma çıktı. Sırt çantanızı alın, 10:30 da Kabatepe'den kalkan vapura binin ve siz bu eşsiz güzelliği görmedim demeyin. Kesinlikle pişman olmayacaksınız.

Adanın en eski rum köylerinden olan Zeytinköy'e uğramanızı tavsiye ediyorum. Burada kime sorsanız size yerini kolaylıkla tarif edebileceği, doğal ve tertemiz bir kafe ile karışılacaksınız. 91 yaşında olup hala dinç ve güleryüzüyle misafirlerini karşılayan "Beşiktaşlı Hiristo" nun dibek kahvesini ve sakızlı muhallebisini deneyin. Rum kökenli bu ihtiyar delikanlı, önceden Istanbul'da yaşayan ve bundan 68 sene önce Gökçeada'ya ailesiyle beraber yerleşmiş. Hikayesi bana ilginç geldi aslında çok etkilendim desem yeridir. Her şeyden o kadar çok şikayet eder bir ruh halimiz var ki, kendime kızmayı da ihmal etmedim.

Tarifeli vapur seferlerinin yetersizliği yüzünden, günübirlik geziler için oldukça dar zamana sahipsiniz. Yine de arabamın kilometre sayacı bu kısıtlı zamanda bile 100 km ye yakın yol yaptığımı gösteriyordu. Uzun soluklu bir yolculuk diyebiliriz ancak çoğunluğu yolda geçen küçük turun sununda, youtube da daha önceden de takip ettiğim ve kitesurf Balkanların en iyi surf plajında buldum. Aydıncık koyu, adanın batısında yer alan tuz gölünün hemen kenarında olan, 4 km uzunluğunda altın sarısı kum ile kaplı bir plaj. Özellikle Bulgar, Romen ve Yunanlıların windsurf, kitesurf ve bilimum rüzgar ve su esaslı sporları yapabildikleri eşsiz bir yer. Dikkatimi çeken ilk şey bu koy etrafında Türk plakalı herhangi bir aracın olmamasıydı. Çok şaşırdım, insanlar onca yolu katedip buraya gelirlerken biz acaba nasıl hafta sonu planları yapıyoruz. Küçük bir fark olsa gerek...

Dönüş yolculuğundan önce sizlerle paylaşmak istediğim Gökçeada'daki bir kaç gezilecek yer ve detay hakkında bilgi vereceğim. Ancak bunun için biraz sabretmemiz ve bir sonraki yazıyı beklemeniz gerekiyor.

 --- BÖLÜM SONU ---